Sansüre karşı mücadele günü 24 Temmuz’a ağır baskı ve tehditler altında girdik.
Darbe girişiminin bastırılmasının ardından Bakanlar Kurulu olağanüstü hal ilan etti, tüm toplumun hak ve özgürlüklerini askıya alacak uygulamaların önünü açtı. Darbe girişimine karşı Meclis’teki tüm partiler yan yana gelerek ortak tavır alırken, hükümet OHAL ilanı ile kanun hükmünde kararname yetkisini alarak, Meclis’i devre dışı bıraktı.
Çıkarılan ilk kararname ile onlarca kurum ve kuruluş “Gülen cemaatiyle bağlantılı oldukları” gerekçesiyle kapatıldı. Gözaltı süresi 30 güne çıkartıldı, tutukluların savunma hakları ortadan kaldırıldı. Böylece darbenin ‘başarılı’ olması halinde yapılacak şeyleri hükümet yapmaya başladı.
Uzun zamandır baskı ve tehdit altında olan biz gazeteciler için durum, 15 Temmuz’dan bu yana daha da karanlık.
Son bir hafta içinde onlarca internet sitesi çeşitli gerekçelerle kapatıldı. Gazeteci-Yazar Orhan Kemal Cengiz ve pek çok meslektaşımız hâlâ gözaltında. JİHNA muhabiri Zehra Doğan sokağa çıkma yasağının ilan edildiği günlerde Nusaybin’den geçtiği haberler nedeniyle tutuklandı. Cezaevindeki gazeteci sayısı 34’e çıktı. OHAL nedeniyle bunun artmasından endişe ediyoruz.
24 Temmuz’un yıl dönümünde tutuklu ve gözaltındaki meslektaşlarımızın en kısa sürede özgürlüklerine kavuşmasını istiyoruz.
24 Temmuz’un yıl dönümünde; sansürsüz, özgür günler için sansüre ve baskıya karşı mücadelemizin devam edeceğini duyuruyoruz.
Buradan siyasi iktidara bir kez daha hatırlatıyoruz; gazetecilik suç değildir ve özgür basın bir gün herkese lazım olur.
Türkiye Gazeteciler Sendikası