Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi olarak,
Türkiye Gazeteciler Sendikası’yla sürdürdüğü toplu iş sözleşmesi görüşmelerini hiçbir gerekçe göstermeden kesen TURKUVAZ grubunun sendikamızın işyeri temsilcisi Nuh KÖKLÜ’yü göstermelik nedenlerle işten çıkarmasını kınıyoruz.
İşyeri temsilcimizin işten çıkarılması, Turkuvaz işvereninin toplu iş sözleşmesi görüşmelerini yürütürken bir yandan da çalışanları sendikadan istifa ettirmek için uyguladığı baskı ve tehditlerin somut bir kanıtıdır.
Turkuvaz grubu işvereni, bu tutumuyla yasalar karşısında suç işlemektedir.
Sendikamızın yasal yollardan elde ettiği kazanımlar karşısında hukuki yollardan aradığını bulamayan Turkuvaz işvereninin sendikalı çalışanlara uyguladığı tehdit, şantaj ve baskıların tetikçiliğini İnsan Kaynakları Müdürü Şefik Çalık üstlenmiştir.
Bir dönem emeğin, emekçinin haklarını savunan ALINTERİ dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yapan Şefik Çalık, daha dün Turkuvaz dergi grubundaki sendikalı arkadaşlarımızla birebir görüşerek, sendikadan istifa etmeleri için baskı yapmış, aksi halde işten atmakla tehdit etmiştir.
İşveren temsilcilerinin yasadışı tüm baskı ve tehditlerine karşın TGS olarak meşru ve yasal zeminlerden ayrılmadan SABAH gazetesi ve dergi grubu ile ATV’deki sendikal mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız.
Bu mücadele, TURKUVAZ işyerlerinde çalışan basın emekçilerinin iş güvencesi, ücret zammı, ikramiye, sosyal yardım, kıdem ve ihbar tazminatı, haftalık 5 gün çalışma, fazla mesai ücretlerinin ödenmesi gibi birçok sendikal hakkının elde edilmesi ve toplu sözleşmeyle koruma altına alınması mücadelesidir.
TURKUVAZ işvereninin zorunlu olarak attığı bazı adımların işyerindeki sendikal çalışmalar sayesinde olduğu çok açıktır. Üyelerimize yönelik ağır baskılar da işverenin sendikal hareketlilikten duyduğu rahatsızlık ve korkudan kaynaklanmaktadır
Sendikadan istifa karşılığı lütuf olarak ortaya atılan, gerçekte gazetecilik işkolunda çalışanların doğal hakkı olan vaatlerin geçici ve aldatmaca olduğunun farkında olan TURKUVAZ çalışanları, SENDİKAL ÖRGÜTLÜLÜK ve TOPLU SÖZLEŞME ile güvence altına alınmayan sözde iyileştirmelerin hiçbir garantisinin bulunmadığının bilincindedir.
TURKUVAZ işyerlerinde işletme düzeyinde sosyal içerikli birçok madde üzerinde uzlaşmaya varılarak sürdürülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, işverenin gerekçesiz olarak görüşme masasından kaçması nedeniyle uyuşmazlıkla sonuçlanmış, ARABULUCU aşamasında da anlaşma olanağı bulunamamıştır.
Bu aşamada, işverenin sendikal haklara saygı duymaktan uzak, baskıcı tutumu nedeniyle, SABAH gazete ve dergileri ile ATV işyerlerindeki toplu iş sözleşmesi sürecinin GREV uygulamasıyla sonuçlanması kaçınılmaz görünmektedir.
Önümüzdeki süreçte, TURKUVAZ işyerlerinde GREV KARARI alınacak ve işyerlerinin kapısına asılmak suretiyle ilan edilecektir.
TGS İstanbul Şubesi olarak, TURKUVAZ işverenini, çalışanların emeğine ve sendikal haklarına saygı göstermeye ve toplu sözleşme görüşmelerini uzlaşıyla sonuca bağlamak için yeniden masaya oturmaya bir kez daha davet ediyoruz.
TURKUVAZ işyerleri çalışanlarının onurlu sendikal mücadelesi, tüm basın emekçilerinin dayanışmasıyla daha da güçlenecek ve burada elde edilecek kazanım, tüm basın emekçilerine daha güçlü bir sendika olarak geri dönecektir.
Sermayenin yarattığı küresel finans krizinin etkileri dalga dalga yayılırken siyasal iktidar, krizin faturasını krizi yaratanlara değil emekçilere ödetmeye hazırlanmaktadır. Sadece bu da değil; krizi bahane ederek bir dizi saldırı politikasını hayata geçirmeye bu sayede en temel haklardan bir kısmını gaspetmeye niyetlidir.
Kriz fırsatçılığını hiç kaçırmayan tekelci medya patronları da krizi bahane ederek aralarında söz birliği etmişçesine yüzlerce basın emekçisini daha şimdiden kapının önüne koydu.
Her kriz döneminde olduğu gibi fatura yine önce basın emekçilerine kesildi. Bu emek kıyımının süreceği de bellidir. AB İlerleme Raporu’nda da belirtildiği gibi basın emekçilerinin her yandan saldırıya uğradıkları bu dönemde örgütlülüğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Tüm basın çalışanlarını bir kez daha sendikamız çatısı altında örgütlenmeye çağırıyoruz. Sendika mesleğin onurudur. Biz onurumuzu korumaya kararlıyız. Bir kez daha vurguluyoruz sendika basın özgürlüğünün de güvencesidir.
Türkiye Gazeteciler Sendikası’yla sürdürdüğü toplu iş sözleşmesi görüşmelerini hiçbir gerekçe göstermeden kesen TURKUVAZ grubunun sendikamızın işyeri temsilcisi Nuh KÖKLÜ’yü göstermelik nedenlerle işten çıkarmasını kınıyoruz.
İşyeri temsilcimizin işten çıkarılması, Turkuvaz işvereninin toplu iş sözleşmesi görüşmelerini yürütürken bir yandan da çalışanları sendikadan istifa ettirmek için uyguladığı baskı ve tehditlerin somut bir kanıtıdır.
Turkuvaz grubu işvereni, bu tutumuyla yasalar karşısında suç işlemektedir.
Sendikamızın yasal yollardan elde ettiği kazanımlar karşısında hukuki yollardan aradığını bulamayan Turkuvaz işvereninin sendikalı çalışanlara uyguladığı tehdit, şantaj ve baskıların tetikçiliğini İnsan Kaynakları Müdürü Şefik Çalık üstlenmiştir.
Bir dönem emeğin, emekçinin haklarını savunan ALINTERİ dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yapan Şefik Çalık, daha dün Turkuvaz dergi grubundaki sendikalı arkadaşlarımızla birebir görüşerek, sendikadan istifa etmeleri için baskı yapmış, aksi halde işten atmakla tehdit etmiştir.
İşveren temsilcilerinin yasadışı tüm baskı ve tehditlerine karşın TGS olarak meşru ve yasal zeminlerden ayrılmadan SABAH gazetesi ve dergi grubu ile ATV’deki sendikal mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız.
Bu mücadele, TURKUVAZ işyerlerinde çalışan basın emekçilerinin iş güvencesi, ücret zammı, ikramiye, sosyal yardım, kıdem ve ihbar tazminatı, haftalık 5 gün çalışma, fazla mesai ücretlerinin ödenmesi gibi birçok sendikal hakkının elde edilmesi ve toplu sözleşmeyle koruma altına alınması mücadelesidir.
TURKUVAZ işvereninin zorunlu olarak attığı bazı adımların işyerindeki sendikal çalışmalar sayesinde olduğu çok açıktır. Üyelerimize yönelik ağır baskılar da işverenin sendikal hareketlilikten duyduğu rahatsızlık ve korkudan kaynaklanmaktadır
Sendikadan istifa karşılığı lütuf olarak ortaya atılan, gerçekte gazetecilik işkolunda çalışanların doğal hakkı olan vaatlerin geçici ve aldatmaca olduğunun farkında olan TURKUVAZ çalışanları, SENDİKAL ÖRGÜTLÜLÜK ve TOPLU SÖZLEŞME ile güvence altına alınmayan sözde iyileştirmelerin hiçbir garantisinin bulunmadığının bilincindedir.
TURKUVAZ işyerlerinde işletme düzeyinde sosyal içerikli birçok madde üzerinde uzlaşmaya varılarak sürdürülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, işverenin gerekçesiz olarak görüşme masasından kaçması nedeniyle uyuşmazlıkla sonuçlanmış, ARABULUCU aşamasında da anlaşma olanağı bulunamamıştır.
Bu aşamada, işverenin sendikal haklara saygı duymaktan uzak, baskıcı tutumu nedeniyle, SABAH gazete ve dergileri ile ATV işyerlerindeki toplu iş sözleşmesi sürecinin GREV uygulamasıyla sonuçlanması kaçınılmaz görünmektedir.
Önümüzdeki süreçte, TURKUVAZ işyerlerinde GREV KARARI alınacak ve işyerlerinin kapısına asılmak suretiyle ilan edilecektir.
TGS İstanbul Şubesi olarak, TURKUVAZ işverenini, çalışanların emeğine ve sendikal haklarına saygı göstermeye ve toplu sözleşme görüşmelerini uzlaşıyla sonuca bağlamak için yeniden masaya oturmaya bir kez daha davet ediyoruz.
TURKUVAZ işyerleri çalışanlarının onurlu sendikal mücadelesi, tüm basın emekçilerinin dayanışmasıyla daha da güçlenecek ve burada elde edilecek kazanım, tüm basın emekçilerine daha güçlü bir sendika olarak geri dönecektir.
Sermayenin yarattığı küresel finans krizinin etkileri dalga dalga yayılırken siyasal iktidar, krizin faturasını krizi yaratanlara değil emekçilere ödetmeye hazırlanmaktadır. Sadece bu da değil; krizi bahane ederek bir dizi saldırı politikasını hayata geçirmeye bu sayede en temel haklardan bir kısmını gaspetmeye niyetlidir.
Kriz fırsatçılığını hiç kaçırmayan tekelci medya patronları da krizi bahane ederek aralarında söz birliği etmişçesine yüzlerce basın emekçisini daha şimdiden kapının önüne koydu.
Her kriz döneminde olduğu gibi fatura yine önce basın emekçilerine kesildi. Bu emek kıyımının süreceği de bellidir. AB İlerleme Raporu’nda da belirtildiği gibi basın emekçilerinin her yandan saldırıya uğradıkları bu dönemde örgütlülüğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Tüm basın çalışanlarını bir kez daha sendikamız çatısı altında örgütlenmeye çağırıyoruz. Sendika mesleği onurudur. Biz onurumuzu korumaya kararlıyız. Bir kez daha vurguluyoruz sendika basın özgürlüğünün de güvencesidir.