Meslektaşlarımıza açık mektup:
Sorulamayan sorular, müdahale edilen yayınlar, baskılar, kovulmalar, tutuklamalar, hakaretler, eziyetler… Yoksulluk sınırını geçmeyen maaşımız da cabası. İtiraf edelim: Medya çalışanları hiç bu kadar kötü durumda olmamıştı…
Şimdi hazır tüm ülke medyanın durumunu konuşurken, “Ey iktidar! Hoşunuza gitmeyen bir soru sordu diye muhabiri tersleyemezsiniz, telefonla yayına müdahale edemezsiniz, işinize gelmeyen haberler yapan gazetecileri işten atamazsınız!” diye bir açıklama yapabilirdik. Peki ne değişirdi?
“Mağdurum da mağdurum” lafı mizah malzemesiyken, biz medya çalışanlarının sızlanmasını kim kaale alır? Yerel seçime odaklanmış partiler mi? Medyaya yıllardır güvenmeyen yurttaşlar mı? Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığını zaten bilen uluslararası kamuoyu mu?
Çare biziz arkadaşlar. Dert bizde, derman da bizde…
Haberlerimiz sansürlenmeye çalışıldığında birlikte karşı çıkarak, bir arkadaşımız işten atılmak istendiğinde arkasında durarak, polis birimizi götürmeye kalktığında meslektaşımızı vermeyerek bir şeyleri değiştirebiliriz.
Yani ancak dayanışmanın gücüyle buradan çıkabiliriz.
İşte Sendika bu dayanışmanın aracı. Bu yüzden sloganımız #5N1K1Sendika.
‘Bir düşünün’ diyoruz, gerisi yanınızdaki arkadaşınızda ve 5n1k1s.org adresinde.