Hayatın her alanında karşımıza çıkan erkek egemenliği, sendikalarda da fazlasıyla mevcut. Kadın işçi ve emekçiler direnişte, grevde, hak mücadelelerinde en önlerde, kararlılıkla yer alsalar da; sendika yönetimlerinde, karar mekanizmalarında kendilerine yer bulamıyor, yeteri kadar temsil edilemiyorlar.
Geleneksel sendikal anlayış, kadın işçi ve emekçilerin kadın olmaları nedeniyle yaşadıkları sorunları, şiddeti ve ayrımcılığı yok sayıyor. Kadınların, kadın üyelerinin sorunlarını ele almayan, onlara ilişkin çözüm üretmeyen tek özneli (erkek çalışanı temel alan) bir sendikal anlayışın, emek mücadelesini hiçbir yere vardıramayacağı artık biliniyor.
Bu anlayışın değişmesi için, kadın işçi ve emekçilerin sendika yönetimlerinde, karar mekanizmalarında eşit temsili, sendikal mücadeleye tam katılımı için pozitif ayrımcılık tedbirlerinin alınması; tüm sendika tüzüklerinin cinsiyetçi, kadını yok sayan ifadelerden arındırılması gerekiyor. Sendikalar, toplumsal cinsiyet eşitliğini temel ilke ve amaçları arasına alarak, kadınların sendikalarda yaşadığı ayrımcılığa ve erkek şiddetine karşı mücadeleyi görev bilmeli ve tüm çalışmalarında bu temel ilkeyi göz önünde bulundurmalı. Sendikaların toplusözleşme politikaları, örgütlenme politikalarının yanı sıra kadın politikaları da olmalı.
Bu durum, yoğun ayrımcılığa ve şiddete maruz bırakılan genç, yaşlı, engelli, LGBTİ, göçmen işçiler için de geçerli. Bu işçilerin, yaşadıkları her türlü ayrımcılığa ve şiddete karşı hakları için sendikalarda örgütlü mücadele yürütmeleri amacıyla pozitif ayrımcılık tedbirlerinin alınması, sendikalarda gerekli mekanizmaların kurulması büyük önem taşıyor.
21-22 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilen TGS 20. Olağan Genel Kurulu’nda işte bu doğrultuda önemli adımlar atıldı. Yeni yönetimde kadınların eşit temsilinin sağlanmasının yanında, TGS Kadın Komisyonu olarak hazırladığımız tüzük değişikliklerinin tümü oy çokluğuyla kabul edildi.
“Kadının beyanı esastır” ilkesini tüzüğüne koyan ikinci işçi sendikası Türkiye Gazeteciler Sendikası oldu.
Komisyonumuz ve kurulacak diğer komisyonlar tüzük güvencesine kavuştu.
Sendikamız Türk-İş içinde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına karşı adım atan ilk sendika oldu. Kadın, genç, yaşlı, göçmen, engelli, LGBTİ işçiler gibi dezavantajlı grupların sendika içinde eşit temsilinin sağlanması ve işyerlerinde yaşadıkları sorunların görünür kılınması için pozitif ayrımcı tedbirler alınması kararı alındı.
Mutluyuz, gururluyuz. Eksiklerimiz elbette var ama, “Bu daha başlangıç” diyoruz.
Bu tüzük değişikliği önerilerini hazırlarken Sendikalarda Erkek Egemenliğine Karşı Kadın İnisiyatifi’nin çalışmasından ve Petrol-İş sendikasından kadınların tüzük değişikliği için yaptıkları çalışmadan yararlandık. Onlara ve bu konuda yıllardır mücadele yürüten tüm kadınlara, kadın hareketine teşekkürü de borç biliyoruz.
Tüzük değişiklikleri aşağıdadır,
Saygılarımızla,
Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın Komisyonu
TÜZÜK DEĞİŞİKLİKLERİ
Tüzüğün “Sendikanın amacı” başlıklı ikinci maddesinin ikinci fıkrası şu şekilde değiştirildi: “TGS, dil, din, mezhep, ırk, renk, cinsiyet kimliği, cinsel yönelim, felsefi inanç ve siyasal düşünce ayrımı yapmadan işçilerin sınıf bilinci ve emeğin çıkarları doğrultusunda bütünleşmesi için mücadele eder.”
Maddeye ayrıca şu ek hükümler konuldu:
“TGS, tüm sendikal çalışmalarda tabanın söz ve karar sahibi olmasını, kadın-erkek eşitliği başta olmak üzere her türlü eşitliği, demokrasinin ve demokratik hukuk düzeninin her alanda sağlanmasını ve korunmasını temel ilke sayar.”
“TGS, cinsiyet eşitliğine dayalı demokrasinin inşası için evde ve çalışma hayatının her alanında, örgütlü olduğu işyerlerinde, sendikanın iç işleyişinde, sendika yönetiminde, sendikal çalışmalarda, toplusözleşmelerde kadın-erkek eşitliğini esas alır, bunların gereğini yerine getirir. İşçilerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinden ötürü ayrımcılığa uğramalarına, işe alınmamalarına, işten atılmalarına engel olmak için çaba sarf eder, bunun için toplu sözleşmelerde gerekli önlemlerin yer almasını sağlar. Kadına yönelik her türlü şiddete (taciz, tecavüz, dayak, mobbing vb.) ve ayrımcılığa karşı mücadele eder ve politika üretir. Bu politikaların uygulanmasını sağlar. Bu politikalar uygulanırken ortaya çıkan anlaşmazlıklarda belirleyici oy kadınların oyudur.”
“Sendikanın her organında, tüm karar mekanizmalarında, genel kurul, çalışma grupları ve komisyonlarda, delege seçimlerinde kadınların azami temsiliyeti için çaba gösterilir.”
Tüzüğün “Sendikanın yetki ve faaliyetleri” başlıklı üçüncü maddesine de şu eklemeler yapıldı: “Çocuk işçiliğinin önlenmesi için mücadele etmek; kadın, genç, yaşlı, engelli, göçmen ve LGBTİ işçilerin sorunlarının çözüme ulaştırılması için çaba sarf etmek, ayrımcılığa uğrayan bu işçilerin sorunlarının çözüme ulaştırılmasını sağlamak için pozitif ayrımcı önlemler alıp hayata geçirilmesini sağlamak, dünya ve ülke sorunlarına, çalışma yaşamına, ayrımcılığa uğrayan işçilerin (kadın, genç, yaşlı, engelli, LGBTİ, göçmen) kendilerine özgü sorunlarına ve sendikal çalışmalara ilişkin bilimsel araştırmalar yapmak, bunun için komisyonlar kurmak.”
Tüzüğün, Sendika Disiplin Kurulu ve Şube Disiplin Kurulu’nun faaliyetlerini düzenleyen 23’üncü ve 35’inci maddelerine ise şu ifadeler eklendi: “Kadınlara yönelik şikâyetlerde, kadının beyanı esastır, karşı taraf aksini ispatla yükümlüdür. Kadına yönelik şiddet vakaları ivedilikle sonuçlandırılır ve kadının kimliği ile yaşadıkları, isteği dışında, iç ve dış kamuoyuyla paylaşılmaz.”
Hayatın her alanında karşımıza çıkan erkek egemenliği, sendikalarda da fazlasıyla mevcut. Kadın işçi ve emekçiler direnişte, grevde, hak mücadelelerinde en önlerde, kararlılıkla yer alsalar da; sendika yönetimlerinde, karar mekanizmalarında kendilerine yer bulamıyor, yeteri kadar temsil edilemiyorlar.
Geleneksel sendikal anlayış, kadın işçi ve emekçilerin kadın olmaları nedeniyle yaşadıkları sorunları, şiddeti ve ayrımcılığı yok sayıyor. Kadınların, kadın üyelerinin sorunlarını ele almayan, onlara ilişkin çözüm üretmeyen tek özneli (erkek çalışanı temel alan) bir sendikal anlayışın, emek mücadelesini hiçbir yere vardıramayacağı artık biliniyor.
Bu anlayışın değişmesi için, kadın işçi ve emekçilerin sendika yönetimlerinde, karar mekanizmalarında eşit temsili, sendikal mücadeleye tam katılımı için pozitif ayrımcılık tedbirlerinin alınması; tüm sendika tüzüklerinin cinsiyetçi, kadını yok sayan ifadelerden arındırılması gerekiyor. Sendikalar, toplumsal cinsiyet eşitliğini temel ilke ve amaçları arasına alarak, kadınların sendikalarda yaşadığı ayrımcılığa ve erkek şiddetine karşı mücadeleyi görev bilmeli ve tüm çalışmalarında bu temel ilkeyi göz önünde bulundurmalı. Sendikaların toplusözleşme politikaları, örgütlenme politikalarının yanı sıra kadın politikaları da olmalı.
Bu durum, yoğun ayrımcılığa ve şiddete maruz bırakılan genç, yaşlı, engelli, LGBTİ, göçmen işçiler için de geçerli. Bu işçilerin, yaşadıkları her türlü ayrımcılığa ve şiddete karşı hakları için sendikalarda örgütlü mücadele yürütmeleri amacıyla pozitif ayrımcılık tedbirlerinin alınması, sendikalarda gerekli mekanizmaların kurulması büyük önem taşıyor.
21-22 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilen TGS 20. Olağan Genel Kurulu’nda işte bu doğrultuda önemli adımlar atıldı. Yeni yönetimde kadınların eşit temsilinin sağlanmasının yanında, TGS Kadın Komisyonu olarak hazırladığımız tüzük değişikliklerinin tümü oy çokluğuyla kabul edildi.
“Kadının beyanı esastır” ilkesini tüzüğüne koyan ikinci işçi sendikası Türkiye Gazeteciler Sendikası oldu.
Komisyonumuz ve kurulacak diğer komisyonlar tüzük güvencesine kavuştu.
Sendikamız Türk-İş içinde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına karşı adım atan ilk sendika oldu. Kadın, genç, yaşlı, göçmen, engelli, LGBTİ işçiler gibi dezavantajlı grupların sendika içinde eşit temsilinin sağlanması ve işyerlerinde yaşadıkları sorunların görünür kılınması için pozitif ayrımcı tedbirler alınması kararı alındı.
Mutluyuz, gururluyuz. Eksiklerimiz elbette var ama, “Bu daha başlangıç” diyoruz.
Bu tüzük değişikliği önerilerini hazırlarken Sendikalarda Erkek Egemenliğine Karşı Kadın İnisiyatifi’nin çalışmasından ve Petrol-İş sendikasından kadınların tüzük değişikliği için yaptıkları çalışmadan yararlandık. Onlara ve bu konuda yıllardır mücadele yürüten tüm kadınlara, kadın hareketine teşekkürü de borç biliyoruz.
Tüzük değişiklikleri aşağıdadır,
Saygılarımızla,
Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın Komisyonu
TÜZÜK DEĞİŞİKLİKLERİ
Tüzüğün “Sendikanın amacı” başlıklı ikinci maddesinin ikinci fıkrası şu şekilde değiştirildi: “TGS, dil, din, mezhep, ırk, renk, cinsiyet kimliği, cinsel yönelim, felsefi inanç ve siyasal düşünce ayrımı yapmadan işçilerin sınıf bilinci ve emeğin çıkarları doğrultusunda bütünleşmesi için mücadele eder.”
Maddeye ayrıca şu ek hükümler konuldu:
“TGS, tüm sendikal çalışmalarda tabanın söz ve karar sahibi olmasını, kadın-erkek eşitliği başta olmak üzere her türlü eşitliği, demokrasinin ve demokratik hukuk düzeninin her alanda sağlanmasını ve korunmasını temel ilke sayar.”
“TGS, cinsiyet eşitliğine dayalı demokrasinin inşası için evde ve çalışma hayatının her alanında, örgütlü olduğu işyerlerinde, sendikanın iç işleyişinde, sendika yönetiminde, sendikal çalışmalarda, toplusözleşmelerde kadın-erkek eşitliğini esas alır, bunların gereğini yerine getirir. İşçilerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinden ötürü ayrımcılığa uğramalarına, işe alınmamalarına, işten atılmalarına engel olmak için çaba sarf eder, bunun için toplu sözleşmelerde gerekli önlemlerin yer almasını sağlar. Kadına yönelik her türlü şiddete (taciz, tecavüz, dayak, mobbing vb.) ve ayrımcılığa karşı mücadele eder ve politika üretir. Bu politikaların uygulanmasını sağlar. Bu politikalar uygulanırken ortaya çıkan anlaşmazlıklarda belirleyici oy kadınların oyudur.”
“Sendikanın her organında, tüm karar mekanizmalarında, genel kurul, çalışma grupları ve komisyonlarda, delege seçimlerinde kadınların azami temsiliyeti için çaba gösterilir.”
Tüzüğün “Sendikanın yetki ve faaliyetleri” başlıklı üçüncü maddesine de şu eklemeler yapıldı: “Çocuk işçiliğinin önlenmesi için mücadele etmek; kadın, genç, yaşlı, engelli, göçmen ve LGBTİ işçilerin sorunlarının çözüme ulaştırılması için çaba sarf etmek, ayrımcılığa uğrayan bu işçilerin sorunlarının çözüme ulaştırılmasını sağlamak için pozitif ayrımcı önlemler alıp hayata geçirilmesini sağlamak, dünya ve ülke sorunlarına, çalışma yaşamına, ayrımcılığa uğrayan işçilerin (kadın, genç, yaşlı, engelli, LGBTİ, göçmen) kendilerine özgü sorunlarına ve sendikal çalışmalara ilişkin bilimsel araştırmalar yapmak, bunun için komisyonlar kurmak.”
Tüzüğün, Sendika Disiplin Kurulu ve Şube Disiplin Kurulu’nun faaliyetlerini düzenleyen 23’üncü ve 35’inci maddelerine ise şu ifadeler eklendi: “Kadınlara yönelik şikâyetlerde, kadının beyanı esastır, karşı taraf aksini ispatla yükümlüdür. Kadına yönelik şiddet vakaları ivedilikle sonuçlandırılır ve kadının kimliği ile yaşadıkları, isteği dışında, iç ve dış kamuoyuyla paylaşılmaz.”