Ermenek’te işçilerin maden ocağında mahsur kaldığının duyulmasının ardından meslektaşlarımız bölgeye giderek hem arama-kurtarma çalışmalarına ilişkin gelişmeleri, hem de tüm ülkeyi yasa boğan facianın nedenine ilişkin gerçekleri aktarmaya başladılar.
Basın emekçileri, bölgede ölümüne çalışmaya mahkum edilen işçiler ve acılı ailelerin sesi oldular. Yıllardır duyulmayan seslerini, böyle acı bir olay vesilesiyle de olsa, duymayan kulaklara ilettiler.
Ancak bu sabah itibariyle gazeteciler, kolluk güçleri tarafından “valilik kararı var” denilerek madenin civarında uzaklaştırıldı. Arkadaşlarımızın söz konusu kararı görme talebine yanıt verilmedi.
Görülen o ki, basın emekçilerinin yaptığı haberler, faciayı aydınlatma çabaları birilerini rahatsız ediyor.
Görülen o ki, facianın gerçek sorumlularına ilişkin bir sorgulamanın yapılmasından korkuluyor.
Soma, Torunlar, Ermenek ve bugün Isparta… İşçilerin ölümü göze alarak ağır sömürü koşullarında çalışmaya mecbur bırakıldıkları bir ülkenin resmi adeta. İşte bu resmin sorumluları, gazetecilerin bu anı kaydetmesini, belgelemesini engellemek istiyorlar.
Halkımız bu gerçekleri tüm açıklığıyla görmedikçe, aynı acıların yeniden yaşandığı aşikar.
Bu nedenle Ermenek’te gerçeğe perde çekilmesine izin vermeyeceğiz.
Ancak biz gazeteciler, tüm engellemelere rağmen yüzlerce işçinin can verdiği bu koşulların gerçek bir resmini çekmek için gerçeğin peşinden koşmaya devam edeceğiz.
Karaman Valiliğini, İçişleri Bakanlığını ve maden bölgesinde bulunan üç bakanımızı, basın emekçilerinin özgürce çalışmasının koşullarını sağlamaya çağırıyoruz.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS)