10 Temmuz 1952’de İstanbul Gazeteciler Sendikası adı ile kurulan gazetecilerin örgütlü birliği, 1963 yılında Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ismini aldı. Sendikamız kurulduğu günden bu yana gazetecilerin ekonomik ve sosyal çıkarlarını savunurken, basın özgürlüğü mücadelesini de hiç bırakmadı.
1963 yılında 212 Sayılı Basın İş Kanunu’nun çıkartılmasında ve gazetecilerin bir kimliğe kavuşmasında etkin rol oynayan TGS, 70’li yılların en çok satan gazetelerinde peşi sıra imzaladığı toplu iş sözleşmeleri ile sektördeki maaş ortalamasını üst seviyelere çekti.
1980’e gelirken sektörde faaliyet gösteren basın kuruluşlarının neredeyse tamamında toplu sözleşmesi olan Sendika; matbaa işçileri ile gazetecileri tek çatı altında toplamayı da başardı.
90’larda Sabah ve Hürriyet’te başlatılan sendikasızlaştırma operasyonlarında güç kaybetmesine rağmen sektörde varlığını sürdüren Gazeteciler Sendikası, AK Parti’nin basın özgürlüğüne yönelik darbeleri karşısındaki mücadelenin öncüsü oldu.
Yüzü aşkın gazeteci tutuklanırken, TGS olası bedeline aldırış etmeden gazetecilerin özgürlüğü için etkin bir mücadele sürdürdü. KCK ve Ergenekon operasyonları döneminde 100 basın meslek örgütünün bir araya gelmesini sağlayarak özgürlükçü safları sıklaştırdı.
Bu mücadele elbette ki iktidarı rahatsız etti: Parmak sallanarak hedef alındı, etkisiz-yetkisiz hâle getirilmek için üyeleri istifaya zorlandı ama Türkiye Gazeteciler Sendikası küllerinden yeniden doğdu ve gazetecilerin yaşam ve özgürlük mücadelesinin öncüsü oldu.
Bugün yani 67. yaş gününde medya çalışanlarının biricik sendikası olan TGS’nin yürürlükte yedi toplu sözleşmesi var, üç işyerinde sözleşme görüşmeleri devam ediyor ve sendikalı gazeteci sayısı sürekli artıyor.
67 yıldır gazetecilerin daha iyi yaşaması için çalışan TGS, sektördeki orman kanunularının yerine güvenceli ve insanca bir çalışma düzeni kurmakta kararlı.
Özgür medya ve güçlü gazetecilik için Sendika!