94 basın meslek kuruluşunca oluşturulan Gazeteciler Özgürlük Platformu, 2013’ten beri Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü için kutlanan 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nda “Diren Gazetecilik” başlıklı bir sosyal medya kampanyası başlattı.
Tutuklanan, işini kaybeden, görev yaparken güvenliği tehdit altında olan, engellenen, siyasal iktidarca hedef gösterilen, otosansüre zorlanan gazetecilere dikkat çekilen açıklamada, bu koşullar var olduğu sürece Türkiye’de “Basın Bayramı” yapılamayacağını belirten Gazetecilere Özgürlük Platformu, bu günü 2013’ten beri Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü olarak kutluyor. GÖP bu yıl için ise ‘Basın Bayramı’nda “Diren Gazetecilik” başlıklı bir sosyal medya kampanyası başlattı.
24 Temmuz’da 11:00 – 11:30 saatleri arasında #direngazetecilik , #basınözgürolsaydı ve #basınbayramı etiketleri sosyal medyada paylaşılarak, Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü sorununa dikkat çekilecek.
Bu etiketlerle sosyal medyada paylaşılan mesajlar, direngazetecilik.org adresinden takip edilebilecek.
GÖP AÇIKLAMASININ TAM METNİ:
24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü…
106 yıl önce, o zamanki istibdat rejiminin sultanı 2’nci Abdülhamit’in basına koyduğu sansürün 2’nci Meşrutiyet’in 24 Temmuz 1908’de ilanıyla birlikte kaldırılması, 1946’da henüz kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından “Basın Bayramı” ilan edilmişti.
25 Temmuz 1908’de basılan ilk sansürsüz gazeteler yok sattı. Bu da, gazetelerin iyi satması ya da başka bir ifadeyle yaşayabilmesi için özgür olmaları gerektiğini, okurun ise özgür ve sansürsüz bir basına büyük ihtiyaç duyduğunu ve onu ödüllendirdiğini gösteren bir olaydı.
Bugün de gazeteciler ve medyanın var olabilmek için özgürlüğe, halkın da haber alabilmek için özgür bir medyaya şiddetle ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçiyoruz.
Nasıl başka türlü düşünebiliriz?
Çünkü cezaevlerinde hala çok sayıda gazeteci var.
Gazetecilerin teröristlikle suçlanarak hapsedilmesinde kullanılan TMY ve TCK maddeleri yerinde duruyor.
Gazeteci güvenliğine yönelik tehdit giderek artıyor.
Yüzlerce gazeteci ve yazar iktidar baskısı neticesinde işlerini kaybetmiş bulunuyor.
Siyasi iktidar, medya kuruluşlarını ve hatta doğrudan muhabirleri hedef gösteriyor.
Polisin toplumsal olaylarda gazetecilerin görevlerini serbestçe yapmasına engel olması neredeyse sistemli bir hal almış durumda.
Dolaylı sansür ve otosansür artık ana akım medyada sıradanlaşmıştır.
Özgür bir medya demokrasinin ayrılmaz parçası ve olmazsa olmazıdır. Medyanın özgür olmadığı ülkeler demokrasi olarak adlandırılmayı hak etmezler.
Medyanın özgür olmadığı mevcut şartlarda 24 Temmuz’u “Basın Bayramı” olarak kutlamamız da mümkün değildir.
#Basınözgürolsaydı, son birkaç yıldır mecbur kaldığımız gibi bugüne #basınözgürlüğüiçinmücadelegünü değil, elbette “Basın Bayramı” derdik.
O bayramın yakında geleceği ümidiyle…
Gazetecilere Özgürlük Platformu