“Eşdeğer işe eşit ücret” talebinin yükseltildiği ve bu mücadelede hayatını kaybeden kadınların anıldığı 8 Mart bir kez daha dünya genelinde kutlanacak. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın giderek daha korkunç boyutlara vardığı Türkiye’de gazeteci kadınlar işyerlerinde, sokaklarda ve meydanlarda “Varız, Yazacağız, Söyleyeceğiz!” diyecek.
Hayatın her alanında şiddete, tacize ve ayrımcılığa maruz kalan kadınlar çalışırken sömürünün en kötü biçimlerini yaşıyor. İşe son alınan ve işten ilk çıkartılanlar kadınlar oluyor. Esnekleşme, güvencesiz çalışma ve taşeronlaşma dayatmalarından önce kadınlar etkileniyor.
Kadınlar, güvenceli ve sendikalı iş istiyor. Eşdeğer işe eşit ücret istiyor. Kadınlara yönelik iş kazası ve meslek hastalığı tanımlarının yapılmasını istiyor. Kamuya ait ücretsiz kreş ve bakımevi istiyor. Şiddetten ve tacizden arındırılmış çalışma yaşamı istiyor. Kadın işçiler sendikalarda söz, karar ve temsil hakkı istiyor.
Kadın gazeteciler de mesleklerini yaparken kadın oldukları için şiddete ve tacize uğruyor. Resmi makamlar hatta erkek gazeteciler kadın gazetecileri hedef gösterebiliyor.
Kadın gazetecilerin, çalışanların yaklaşık %70’inin erkek olduğu medyada kullanılan eril ve cinsiyetçi dili değiştirme çabası ve medyada çalışan kadınların haklarını geliştirmek toplumun değişmesi için önemli bir adım olacaktır.
8 Mart’ta bir adım daha ileri gideceğiz! “Varız, Yazacağız, Söyleyeceğiz!”