Meslek örgütleri gazeteciler gününü tutuklu meslektaşları için kutlayamadı
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü cezaevlerindeki tutuklu gazeteciler ile işsiz gazetecilere adayarak bu yıl “Çalışamayan Gazeteciler Günü” olarak kutladıklarını açıkladı.
TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, ÇGD İstanbul Temsilcisi Uğur Güç ve TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük dün Cağaloğlu’ndaki TGC Lokali’nde basın toplantısı düzenledi. Cezaevlerindeki gazeteciler ve yaklaşık 10 bin gazetecinin işsiz olması nedeniyle 10 Ocak’ı bayram olarak kutlayamadıklarını söyleyen Gökhan Durmuş “Bu gün 1961 yılında gazetecilerin vermiş olduğu mücadeleyle kazanılmış bir gündür. Maalesef Türkiye’de basın özgürlüğü giderek daha geri gidiyor ve cezaevleri gazetecilerle dolduruluyor. Sayısını bir türlü tespit edemediğimiz gazeteciler ise yaptıkları haberler nedeniyle hakim karşısına çıkıyor. Geriye dönüp son 5 yıla baktığımızda 10 bine yakın gazeteci işsiz kaldı. Sırf 2016 yılının Haziran ayından bu yana 3 bin gazeteci işsiz kaldı. Böyle bir ortamda 10 Ocak’ı bayram olarak kutlamanın bir anlamı kalmadı. Biz de bu yıl hem cezaevinde olan hem de işsiz olan meslektaşlarımız dolayısıyla bu yılı ‘Çalışamayan Gazeteciler Günü’ olarak kutluyoruz” dedi. Durmuş, önümüzdeki yıllarda bu günü bayram olarak kutlamak istediklerini vurgulayarak, “Basın özgürlüğünün tüm kurumlarda hayat bulduğu, gazetecilerin işsiz kalmadığı, cezaevlerindeki meslektaşlarımızın özgür olduğu ve haber yapabildiği günler gelirse biz de 10 Ocak’ı bayram olarak kutlayacağız. Bu havanın oluşması için de mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Emeğimize ve geleceğimize sahip çıkmak adına herkesi TGS’ye ve mücadeleye çağırıyoruz”diye konuştu.
Meslek örgütlerinde birleşelim
Sibel Güneş ise gazetecilerin çalışabilir olmasının sendikalı olmakla eşdeğer olduğunu söyleyerek, “Malesef işyerlerindeki baskılar nedeniyle sendikalı olma oranı oldukça düşük. Geride bıraktığımız yıl içerisinde 780 gazetecinin basın kartı iptal edilirken, 839 gazeteci hakim karşısına çıktı, 144 gazeteci ise halen tutuklu. Yine Türkiye’de çalışabilir olduğunu bildiğimiz 30 bin gazeteciden üçte biri işsiz. Biz de bu doğrultuda meslektaşlarımızı TGS çatısı altında örgütlenmeye ve meslek örgütlerinde birlik olmaya çağırıyoruz” dedi.
Habercilik terörizmle eşitlenmek isteniyor
Basın sektöründeki çalışma koşullarının 1961 yılından bu yana hiç bir ilerleme kaydetmediğini söyleyen Güneş, “Bir çok iktidar temsilcisi ve siyasetçiler, basın ve ifade özgürlüğünü kendine engel olarak görüyor. Gazeteciler haber yaparken teröristlikle suçlandıkları için iş yapamıyorlar. Ülkemizde habercilik terörizmle eşdeğer olarak görülüyor. Haber yapmak artık çok tehlikeli bir meslek olarak tarif ediliyor. Bir kısım gazeteci de memur zihniyeti ile değerlendirildiği ve ne söylenirse onu yazdığı için iktidarın memuru haline getirildi.Biz halkın haber alma hakkı için teröristlikle suçlanmadan, tutuklanmadan ve hakkımızda dava açılmadan haber yapmak istiyoruz”ifadelerini kullandı.
Siyasiler kapısının önüne baksın
Meslek örgütlerinin bugün iktidar yanlısı bazı medya kuruluşları tarafından “PKK’lı” yada “FETÖ’cü” olarak gösterilmek istendiğini söyleyen Sibel Güneş, “Biz bu konuda en sağlam duran meslek örgütleriyiz. Siyasilerin kendi kapılarının önündeki temizliği yapmadan meslek örgütlerin bu şekilde haksız biçimde itham etmelerini haksızlık olarak görüyoruz. Biz demokratik yapı ile uyumlu olmayan her oluşuma karşı çıktık. 2010 yılında cemiyet seçimlerinde FETÖ’cü olarak tabir edilen yayın organlarının temsilcileri olan kişiler çantalarında 50 bin lira nakit para ile gelip kendilerine oy vermesi için kendilerine yakın kişilerin aidatlarını ödediler. Seçimi para ile satın almaya çalıştılar. Ancak bizim yapılarımız emekçilerden oluştuğu için buna izin vermedi. Bunları yaparken siyasiler önce kendi kapılarının önüne baksınlar”dedi. Güneş, gazetecilerin sendikalı olarak çalışmasını, meslektaşlarının paralarının gerçek rakamlarla ödenmesini, habercilik nedeniyle terörist olarak itham edilmeden çalışmayı istediklerini söyledi.
Gazeteciliği savunmaya devam edeceğiz
ÇGD İstanbul temsilcisi Uğur Güç ise darbe girişiminin ardından çıkarılan KHK ile bir çok gazete, radyo, televizyon ve ajansın kapatıldığını anımsatarak, “Atanan kayyumlar ve Kaymakamlıklara gönderilen yazılarla işsiz kalan gazeteci arkadaşlarımızın çalışması engellendi. AKP iktidarı gerçekleri yazan, soruşturan ve araştıran, halkın haber alma hakkını savunan gazetecilerin haklarını elinden almak için her yolu deniyor. Böyle bir ortamda biz bu günü kutlayamazdık. Bizler gazetecileri savunmaya ve işsiz gazetecilerin sorunu için projeler üretmeye devam edeceğiz”diye konuştu. Gökhan Küçük de gazeteciliğin her dönem bir kriz içinde olduğunu söyleyerek, “Bu krizin temelinde medya sahipliğinin yattığını görüyoruz. Maliyetleri azaltmak adına gazetecilerin işten çıkarıldığına şahit oluyoruz. Asıl tartışılması gereken durum bu. Kâr gütme amacı, basının bu noktaya gelmesindeki etkenlerdendir. İşsiz gazeteciler bir araya gelerek kâr amacı gütmeden medya ortaklığı yapamaz mı diye de sormak istiyorum. Mevcut medyanın yapılanmasında işsizlik ve basın ifade özgürlüğü hep engel olarak karşımıza çıkacaktır”dedi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası