Cumhuriyet gazetesi yönetici ve çalışanlarına yönelik davada mahkeme heyeti, sanıklardan 7’sinin tahliyesine, 5’inin ise tutukluluğunun devamına karar verdi. Baştan sona absürt, delilsiz, ciddiyetsiz bu iddianameyi geçerli kabul eden mahkeme heyeti, gazetecileri özgürlüklerinden alıkoymakta beis görmedi.
Basın özgürlüğünün artık zerresinin dahi bulunmadığı ülkemizde verilen bu karar çarpık ve siyaset gölgesindeki hukuk uygulamalarının devamı niteliğindedir. Baştan itibaren sadece gazeteciliğin sorgulandığı bir davada meslektaşlarımız yaptıkları haberlerden, yazdıkları yazılardan dolayı suçlanmıştır. Demokrasinin en temel ilkesi olan olan basın özgürlüğü, izne ve iktidarın keyfi uygulamalarına tabi kılınmak istenmiştir. Bu da yetmemiş olacak ki pideciden, parkeciden, tur operatöründen üretilen sözde deliller ortaya konmuştur.
Türkiye basın tarihine kapkara bir leke olarak geçen bu davada Cumhuriyet yönetici ve çalışanları mahkemedeki ifadeleriyle savcıyı mahkûm etmiş, herkese hukuk dersi vermiştir. Ancak mahkeme heyeti adaleti sağlayamamış, hukuk sistemimiz derin bir yara daha almıştır.
Verilen kararın ne basın özgürlüğü ne de ceza hukuku açısından elle tutulur bir yanı vardır. Cumhuriyet çalışanları serbest bırakılana kadar, yazdıkları nedeniyle tutuklu bulunan tüm gazeteciler özgürlüklerine kavuşana kadar mücadelemiz sürecektir.
Bu dava sadece Cumhuriyet’e yönelik değil, tüm gazetecilere ve gazeteciliğin kendisine yöneliktir. Bu operasyonlara karşı durmak hepimizin görevidir.
Gazetecilik suç değildir!
Türkiye Gazeteciler Sendikası