13 Kasım günü Beyoğlu İstiklâl Caddesinde gerçekleşen saldırıda 6 yurttaşımız yaşamını yitirdi, 2’si ağır 81 kişi yaralandı. Saldırıyı kınıyor, hayatını kaybedenlerin aileleri ve yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifa diliyoruz.
Terör saldırısı, doğal afet gibi olağanüstü durumlar doğru bilginin hayati önemde olduğu dönemlerdir. Ancak dün yaşanan saldırı sonrasında yurttaşlar İnternet üzerinden olay hakkında bilgi almak istemiş, yakınlarına ulaşmaya çalışmış fakat bu hakları yayın yasakları, basına yönelik fiili engellemeler ve hukuksuz kısıtlamalarla engellenmiştir. Yayılan yanlış bilgilerin teyidinin ve yalanlanmasının da engellendiği bu kararlarla halkın doğru ve tarafsız bilgiye ulaşımı ile haber alma ve basının haber verme hakkı ihlâl edilmiştir.
Saldırının hemen sonrasında Kültür ve Turizm Bakanlığının talebiyle Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından ‘geçici’ yayın yasağı getirildiği ve devamında İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla yayın yasağı getirildiği duyurulmuştur. Olağanüstü dönemlerde yapılan yayınlarda ancak ve ancak ‘basın ifade özgürlüğünün esas alınarak’ bu tür kararlar verilebileceği ilgili kanunlarda ifade edilmesine karşın maddenin sağladığı kapsamı belirsiz ve geniş yetki ile alınan bu kararın basın özgürlüğü ile bağdaşmadığı kanaatindeyiz.
Olayın hemen akabinde pek çok yurttaş İnternete girememiş, sosyal medyaya erişememiş, küresel İnternet erişimini takip eden Netblocks oluşumu da İnternet kısıtlanması uygulandığını teyit etmiştir. Bunun üzerine Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) da “bant genişliğinin daraltması” talimatı verildiğini doğrulamıştır. BTK’nın bu hususta talimat verme yetkisi olmadığı gibi alınmış bir karar varsa bunun kamuoyuyla paylaşılması yasal dayanağı varsa açıklanması gerekmektedir. Hiçbir yasal prosedür işletilmeksizin saldırının hemen akabinde jet hızıyla İnternetin tamamına yönelik bant daraltma, temel bir insan hakkı olan haberleşme hürriyetinin ihlâlidir. Daha önce pek çok kez örneğini fiilen yaşadığımız ve OHAL KHK’ları ve 2020 yılında yapılan Sosyal Medya Yasası ile yasal kılıfa sokulan bu uygulamanın keyfi olarak kullanılması kabul edilemez.
Tüm bunlara ek olarak; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, patlamaya ilişkin ‘olumsuz haberlerin’ sosyal medya hesaplarından paylaşılmasına yönelik soruşturma başlatıldığını ve Emniyet Genel Müdürlüğü, ‘25 sosyal medya hesabının sahibini yaptıkları paylaşımlar nedeniyle ilgili makamlara bildirildiğini’ duyurmuştur.
Basına ve İnternet medyasına yönelik bu engellemeler, Anayasa’nın düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün düzenlendiği 26. ve basın özgürlüğünün düzenlendiği 28. maddelerinin ihlâli niteliğindedir. Demokratik düzende toplumu yakından ilgilendiren böyle olaylarda haber alma ve bilgi edinme haklarının askıya alınmasını kabul etmiyoruz.
TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI