HEPİMİZ ORADAYDIK! GERÇEĞİ BİLİYORUZ
Rengin Arslan Ve Madenci Yakınları Yalnız Değildir!
Soma’da yaşanan işçi katliamının ardından gazeteciler olarak gerçeği ortaya çıkarmak için oradaydık.
Meslek etiğimiz bize, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkının bir görev ve sorumluluk olduğunu söyler. Sorumluluğumuz, böylesi bir katliamda olayın yaşandığı andan ancak 3 gün o madende kaç kişi çalıştığını, kaç işçinin hayatını kaybettiğini, kaç işçinin hayatta kaldığını söyleyebilen hükümetin söylediklerini yansıtmak değildir sadece. Meslek onurumuz ve etiğimiz gerçekleri gerçeği bizzat yaşayanların dilinden yansıtmayı ve böylesi bir katliamda parmak izleri olanların ortaya çıkarılmasını gerektirir.
Meslektaşlarımızın canla başla bu sorumluluğu yerine getirirken pek çok baskıyla, dahası karalama kampanyalarıyla karşı karşıya bırakılması kabul edilemez. Gerçekleri ortaya çıkaran meslektaşlarımızın hedef gösterilmesi suçtur, bu suçun faillerinin yargılanması gerekir.
İlk günden itibaren gerçeğin ortaya çıkarılması için haber peşine düşen meslektaşlarımızdan biri de Rengin Arslan’dır . BBC Türkçe’de 15 Mayıs tarihinde yayınlanan ve Soma’da ölen işçilerin ailelerinin AKP’ye yönelik tepkilerinin yer aldığı “AKP işten atma tehdidiyle oy topladı” haberi bizzat Başbakan Erdoğan tarafından hedef tahtasına kondu. Pek çok madenci ailesi aynı iddiayı ortaya koyarken, pek çok meslektaşımız bu iddiaları dile getiren onlarca ailenin tanıklığını aktarmışken Erdoğan’ın yapması gereken tehditler savurmak değil, varsa bu iddiaları çürütecek kanıtları, onları ortaya koymaktır. Başbakan Erdoğan’ı meslektaşımızdan ve haberde yer alan madenci yakını kadınlardan özür dilemeye, bu tür iddialarla kamuoyunu meşgul edeceğine katliamda sorumluluğu bulunanların bir an önce açığa çıkarılması ve geride kalan acılı ailelerin acılarının dindirilmesi için gerekenlerin yapılması noktasında göreve davet ediyoruz.
Meslektaşımızın haberine yönelik Yeni Şafak gazetesinde yer alan “o kadınlar Gezi eylemcisi, onlara başörtü takılarak AK Parti karşıtı olarak konuşturuldu” iddiası hem çok ağır bir ithamdır hem de gazetecilik açısından asılsız ve etik dışıdır. Yeni Şafak gazetesini meslektaşımızdan ve haberde yaşadıklarını anlatan kadınlardan özür dilemeye ve gazetecilik mesleğinin onurunu ayaklar altına alan bu tür yayıncılık yapmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz.
Hepimiz oradaydık! Acıları gördük, katliamın sorumluluğunu taşımayanların yaptıklarına ve yapmadıklarına tanık olduk! Gerçeğin ve sorumluların ortaya çıkması için mesleğimizin gerektirdiği her şeyi yapacağımızı, bu katliamın unutturulmaması için elimizden geleni esirgemeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiririz….
Meslektaşımız Rengin Arslan’ın yanındayız… Hedef gösterme ve karalama kampanyası dolayısıyla meslektaşımızın başına gelecek herhangi bir olayda öncelikle Başbakan’ın ve Yeni Şafak Gazetesi’nin sorumlu olduğunu bir kez daha ortaya koyuyoruz.
TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI KADIN KOMİSYONU