TGS: Yerelinden, ulusalına gazeteciler tek çatı altında toplanmalı
İzmir’de üyelerinin olduğu gazeteleri ziyaret eden TGS Genel Merkez yöneticileri yaptıkları basın toplantısı ile meslektaşlarına çağrıda bulunarak “Yerelinden ulusalına gazeteciler tek bir çatı, sendika altında örgütlenip haklarını, geleceklerini güvence altına alacak bir sistem kurmaları gerekiyor” dedi. Sendika, işsiz gazeteciler için başlatmış oldukları proje hakkında da bilgi verdi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Merkez yöneticileri, İzmir’de çeşitli temaslarda bulundu. Sendikanın Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Genel Başkan Yardımcısı Seyhan Kurtman ve Genel Örgütlenme Sekreteri Mustafa Kuleli ve TGS İzmir Şubesi Başkanı Halil İbrahim Hüner, üyelerinin olduğu yerel gazeteleri ziyaret ederek, hem gazetecilerle hem de gazetelerin yöneticileri ile bir araya geldi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti ile Türk İş Ege Bölge Temsilcilisi Süleyman Yıldırım’ı da ziyaret eden TGS yöneticileri, karşılıklı olarak örgütlenme konusunda fikir alışverişinde bulundu.
Sendika yöneticileri ayrıca yaptıkları basın toplantısı ile çalışmaları hakkında bilgilendirme yaptı. Sendikanın İzmir Şubesi’nde yapılan ve çok sayıda yerel gazetecinin de katıldığı basın toplantısında konuşan Genel Başkan Gökhan Durmuş, özelikle 15 Temmuz Darbe girişiminin de ardından, demokrasi gibi basın özgürlüğü açısından da geriye doğru gidildiğini hatırlatarak ” Şu anda cezaevlerinde 146 arkadaşımız tutuklu bulunuyor ve bunların büyük bir çoğunluğunun henüz iddianemeleri hazırlanmadı, soruşturmalar yazdıkları haberler üzerine. Biz Türkiye’deki bütün gazetecilerin serbest bırakılması gerektiğini düşünüyoruz. Yargılamalar tutuksuz yapılmalı. Eğer suçluluğu mahkemeler tarafından ortaya çıkarılırsa o zaman gereken yapılır. Gazetecinin kalemi kırılarak Türkiye’de demokrasi geliştirilemez” dedi.
‘YAYIN YASAKLARINA KARŞI YENİ YOL GELİŞTİRMELİYİZ’
Gündemdeki Anayasa oylamasına da değinen Durmuş şunları kaydetti:
“Toplumun büyük bir kısmı neye evet ya da hayır diyeceğini bilmiyor. Medya organlarında bu yönde yayın yapılmıyor. Biat edenler çoğunlukta, biat etmeyenler üstünde çok ciddi baskılar var. Basın kuruluşları kapatıldı, binlerce gazeteci işsiz kaldı. Türkiye’de halk haber alma hakkını kullanamıyor şu anda. Doğru ve tarafsız habercilik yapılamıyor. İktidar bunun için özel çaba sarf ediyor. Son yaptıkları değişikliklerle televizyonlara da ciddi baskılar yapmaya başladılar. Buna karşı gazeteciler kesin bir tavır almalı. Bizim hedefimiz halka doğru bilgiyi götürmek. Biz kamunun vicdanıyız. Bunun için bu yasakların bize engel olmaması gerekiyor. Şu ana kadar nasıl yayın yasaklarını çeşitli yöntemler bularak deldiysek, para cezalarını göze aldıysak bundan sonra da yayın karartmalara karşı bir yol geliştirip, halka haber götürmeye devam etmeliyiz”.
İŞSİZ GAZETECİLERİN HABERLERİNE TELİF ÜCRETİ
İşsizliğin sektörün kanayan yaralarından biri olduğunu da belirten Durmuş “Türkiye’de resmi rakamlarda işsizlik yüzde 11 bandındayken bu rakam bizde yüzde 30. 10 bin gazeteci işsiz. Bunun 3 bini OHAL KHK’ları ile gerçekleştirildi. Bunlar TÜİK’in verileri. Gazeteciler iş bulma olanakları daraldıkça sektörü değiştirmek zorunda kalıyor. Sendikamızın journo.com.tr üzerinden işsiz gazetecilere yaptıkları haberler üzerinden telifler ödeyerek sektörde kalmasını sağlamayı hedefledik. Şu anda 80 gazeteciye telif ödedik. Sendika olarak bunu daha da büyütmeyi hedefliyoruz. İzmir’deki işsiz meslektaşlarımıza da çağrı yapmak istiyorum. Onlar da bu sürece dahil olabilir” dedi.
‘YEREL BASIN DA BASKILARDAN ETKİLENİYOR’
Yerel basının da baskılardan etkilendiğini ifade eden Durmuş sözlerini şöyle sürdürdü:
Mevzuatta yapılan değişiklikler ile yerel medyanın da önü kesilmek isteniyor. Resmi ilanlar kesilerek cezalandırılmak isteniyor. Ancak sendika büyüdüğü zaman, gazetecilerin haklarının daha çok korunması için çaba sarf edilebilir. Önümüzde gazetecilerin, işçi gibi çalıştırılmasının önünü açan hazırlıklar var, patronlar tarafından. Biz bunların karşısında birlikte ve güçlü duramadığımız zaman engel olamayız. 1961’de günlerce süren mücadeleden sonra kazanılan haklar şimdi elimizden alınmak isteniyor. Bugün bize de düşen görev, bunu korumak. Hiçbir arkadaşımız ‘ben yerelde çalışıyorum, bunu ulusal medyada çalışan arkadaşlar düşünsün’ dememeli. Önce ulusalda başlayacak ama kısa süre sonra yerelde de uygulanacak. Yerelinden ulusalına gazeteciler tek bir çatı, sendika altında örgütlenip haklarını, geleceklerini güvence altına alacak bir sistem kurmaları gerekiyor. Bu sistem toplu iş sözleşmeleri ile olur.