Hürriyet gazetesi okur temsilcisi Faruk Bildirici 23 Aralık 2013 tarihli yazısında TGS Kadın Komisyonu’nun “Cinnet değil cinayet” başlıklı mektubuna yer verdi.
TÜRKİYE Gazeteciler Sendikası Kadın Komisyonu, kadına yönelik şiddet haberlerinde “cinnet getirme” tanımının kullanılmasına tepki gösterdi. Komisyon’un “açık mektup”unda, gazetecilere “Erkek şiddetini, kadın cinayetlerini meşrulaştırmaktan vazgeçmeleri” çağrısında bulunuldu: “Arapça bir sözcük olan ‘cinnet’in Türkçedeki karşılığı delilik. ‘Cinnet getirme’nin karşılığı ise ‘Bir an için delilik belirtisi göstermek.’ İstatistikler gösteriyor ki, bu ülkede her gün ortalama üç kadın yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Kadına yönelik erkek şiddetinin vardığı son nokta olan kadın cinayetleri, ‘bir an için delilik belirtisi göstermek’ ile açıklanabilir mi? Mesele bu kadar basit mi? Kadın cinayetlerini haberleştirirken, cinayeti işleyen erkeğin ‘akli dengesinin bozuk’ olduğunu ya da bir an için ‘akli dengesi bozulmuş’ gibi belirtiler gösterdiğini iddia ederek, bilerek ya da bilmeyerek, cinayeti meşrulaştırmış olmuyor muyuz? Sahi biz nereden biliyoruz, bu erkeklerin ‘cinnet getirerek’ cinayet işlediğini? Biz psikolog muyuz yoksa psikiyatr mı?” Haklı bir tepki. Biz gazeteciler, kendimizi doktorların yerine koyarak hastalık teşhisinde bulunmaya kalkmamalıyız. Eskiden kadın cinayetleri “namus cinayeti” denerek meşrulaştırılırdı, şimdi de “cinnet getirdi” şablonu ile yapılıyor bu masum gösterme çabası. Mektupta verilen örneklerden sonuncusu, 15 Aralık’ta Antalya’da işlenen cinayetle ilgili haber. Maalesef bu kadın cinayeti, birçok medya kuruluşu gibi Hürriyet internette de “Antalya’da boşanma cinneti” başlığıyla haber olmuş. 19 Aralık’ta da 15 yaşındaki genç kızın babası ve ağabeyi tarafından odunlarla dövülmesi haberinin Hürriyet’teki başlığı, “Aile içi psikopatlık”tı. Eminim editör arkadaşlar, bu başlığı yapılanın ne denli kötü olduğunu anlatmak için kullanmışlar. Ama öyle olmuyor; “psikopatlık” teşhisi koyarak “kadına şiddeti yapanlar hastadır” algısı yaratıyoruz. Asıl mesele gizleniyor böylece. Bu şiddeti yaratan bir hastalık falan değil, bu toplumdaki çarpık erkek zihniyeti. Kadına yönelik şiddeti durdurmak için adını doğru koyalım. Bu düpedüz erkek şiddeti, erkek terörü…
Yazının tamamı için: http://okurtemsilcisi.hurriyet.com.tr/default.aspx?DocID=25423683Hürriyet gazetesi okur temsilcisi Faruk Bildirici 23 Aralık 2013 tarihli yazısında TGS Kadın Komisyonu’nun “Cinnet değil cinayet” başlıklı mektubuna yer verdi.
Cinnet değil erkek şiddeti
TÜRKİYE Gazeteciler Sendikası Kadın Komisyonu, kadına yönelik şiddet haberlerinde “cinnet getirme” tanımının kullanılmasına tepki gösterdi. Komisyon’un “açık mektup”unda, gazetecilere “Erkek şiddetini, kadın cinayetlerini meşrulaştırmaktan vazgeçmeleri” çağrısında bulunuldu: “Arapça bir sözcük olan ‘cinnet’in Türkçedeki karşılığı delilik. ‘Cinnet getirme’nin karşılığı ise ‘Bir an için delilik belirtisi göstermek.’ İstatistikler gösteriyor ki, bu ülkede her gün ortalama üç kadın yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Kadına yönelik erkek şiddetinin vardığı son nokta olan kadın cinayetleri, ‘bir an için delilik belirtisi göstermek’ ile açıklanabilir mi? Mesele bu kadar basit mi? Kadın cinayetlerini haberleştirirken, cinayeti işleyen erkeğin ‘akli dengesinin bozuk’ olduğunu ya da bir an için ‘akli dengesi bozulmuş’ gibi belirtiler gösterdiğini iddia ederek, bilerek ya da bilmeyerek, cinayeti meşrulaştırmış olmuyor muyuz? Sahi biz nereden biliyoruz, bu erkeklerin ‘cinnet getirerek’ cinayet işlediğini? Biz psikolog muyuz yoksa psikiyatr mı?” Haklı bir tepki. Biz gazeteciler, kendimizi doktorların yerine koyarak hastalık teşhisinde bulunmaya kalkmamalıyız. Eskiden kadın cinayetleri “namus cinayeti” denerek meşrulaştırılırdı, şimdi de “cinnet getirdi” şablonu ile yapılıyor bu masum gösterme çabası. Mektupta verilen örneklerden sonuncusu, 15 Aralık’ta Antalya’da işlenen cinayetle ilgili haber. Maalesef bu kadın cinayeti, birçok medya kuruluşu gibi Hürriyet internette de “Antalya’da boşanma cinneti” başlığıyla haber olmuş. 19 Aralık’ta da 15 yaşındaki genç kızın babası ve ağabeyi tarafından odunlarla dövülmesi haberinin Hürriyet’teki başlığı, “Aile içi psikopatlık”tı. Eminim editör arkadaşlar, bu başlığı yapılanın ne denli kötü olduğunu anlatmak için kullanmışlar. Ama öyle olmuyor; “psikopatlık” teşhisi koyarak “kadına şiddeti yapanlar hastadır” algısı yaratıyoruz. Asıl mesele gizleniyor böylece. Bu şiddeti yaratan bir hastalık falan değil, bu toplumdaki çarpık erkek zihniyeti. Kadına yönelik şiddeti durdurmak için adını doğru koyalım. Bu düpedüz erkek şiddeti, erkek terörü…
Faruk Bildirici / Hürriyet
Yazının tamamı için: http://okurtemsilcisi.hurriyet.com.tr/default.aspx?DocID=25423683