Aylardır yazılı basının içinde bulunduğu kâğıt krizine dikkat çekiyoruz. Ancak yetkililerden hiç ses çıkmıyor. Kriz daha da derinleşiyor ve sektör suni teneffüsle yaşıyor.
Resmi Gazete’nin baskısına son verildi, Habertürk ve Vatan gazeteleri kapandı, çok sayıda gazete sayfa sayısını azalttı, dergiler boyutlarını küçülttü, onlarca yerel gazete maliyetlerini karşılayamadıkları için yayınını durdurdu. Yayınevleri kitap fiyatlarına zam yaptı, bazıları yeni kitap çıkarmayı durdurdu. Son olarak Karar gazetesi “batıyoruz” açıklaması yaptı. Kısacası yazılı basın kâğıt kriziyle boğulmaya başladı.
Sorunlar başta Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Akarca’ya iletildi. Yani dosya Cumhurbaşkanının masasında. Gazetelerin kapanmaması ve gazetecilerin işsiz kalmaması için acilen yapılması gerekenleri sıraladık, önerilerimizi sunduk. Gazete kâğıdının alımında uygulanan yüzde 8’lik KDV’nin sıfırlanması, Basın İlân Kurumu’nun resmi ilân tarifesine zam yapması ve gazetelerin yıllık kâğıt ihtiyacının yüzde 40’ının devlet tarafından sübvanse edilmesi gerektiğini vurguladık. Ancak bir talimatla çözülecek sorun büyüyerek adeta çığa dönüşüyor. Hükümet bu soruna çözüm üretmediği takdirde bir çok gazetenin kapanması kaçınılmaz olacaktır.
Gazeteler kamu faaliyeti yürütmektedir. Halkın haber alma hakkı demokrasinin olmazsa olmazıdır. Türkiye demokrasisinin gelişmesi ve basın özgürlüğü için gazeteler yayınlarını sürdürebilmelidir.
Hükûmete ve Cumhurbaşkanına bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Yazılı basın doların insafına terk edilmemeli. Gazeteler kâğıt kriziyle boğulmamalı. Önümüzdeki günlerde toplanacak Basın İlân Kurulu Genel Kurulu’ndan olumlu sonuçlar çıkmasını temenni ediyoruz. Çıkacak kararlar basının yarasına bir nebze olsun merhem olacaktır.