Cevat Fehmi Başkut, Nazım Ulusay, Melih Yener, Ecvet Güresin, Sami Teziş, İhsan Tayşılı, Ali İhsan Göğüş, Ahmet İhsan, Sema Ayoğdu, Cevat İstek, M. Ragıp Esatlı, Hıfzı Topuz, Hayri Engin, Ali Karakurt, İzzet Akyol ve Sezai Soleli’nin 10 Temmuz 1952 yılında kurarak bugün on binlerce medya çalışanına miras bıraktığı Türkiye Gazeteciler Sendikası, mücadelesinden taviz vermeden ve büyüyerek yoluna devam ediyor.
65 yılı geride bıraktığımız bugün Türkiye’de medya en karanlık dönemini yaşıyor. 159 gazetecinin hapishanede bulunduğu, birçok gazetecinin yaptığı haberlerden dolayı hedef gösterildiği ve soruşturmaya uğradığı bir dönemdeyiz.
Kurulduğu günden bu yana gazetecilerin ifade özgürlüğünü ve kamuoyunun haber alma hakkını savunan TGS bugün de bu doğrultuda mücadelesini sürdürmektedir. Sendikal mücadelenin eşit, özgür ve adil bir ülke için olmazsa olmaz olduğunun bilinciyle hareket eden sendikamız bu karanlık günlerden de çıkacağının hem bilincinde hem de inancındadır. 12 Eylül karanlığına teslim olmayan bir tarihe sahibiz. En zor zamanlarımızda sendikal örgütlülük hedefinden vazgeçmedik. Bundan sonra da geçmeyeceğiz.
Evet, hem sendikal örgütlülük hem de basın özgürlüğü adına çok zor günlerden geçiyoruz. Sansürlenen yazılar, gizlenen haberler, basın kuruluşları üzerindeki siyasi baskılar ve gazeteciler hakkında açılan yüzlerce dava bunun en somut örnekleri. Bugün halen 159 meslektaşımız çeşitli gerekçelerle cezaevlerinde tutularak özgürlüklerinden mahrum bırakılmakta, binlercesi güvencesiz ve sendikasız çalışmaya zorlanmaktadır.
TGS yıllardır yürüttüğü basın özgürlüğü mücadelesi nedeniyle siyasi iktidarların hedefi haline gelmiş, üyeleri zorla istifa ettirilerek etkisiz hâle getirilmek istenmiştir. Gazeteciler Sendikası bütün bu baskılara rağmen basın özgürlüğü mücadelesinden taviz vermeden yeniden örgütlenip medya çalışanlarının yegâne sendikası olmayı başarmıştır.
Ülkenin, medyanın kutuplaştırıldığı bugünlerde başta cezaevlerinde bulunan gazetecilerin özgürlüğü olmak üzere, iş ve gelecek güvenceli, sendikalı, toplu sözleşmeli bir sektör yaratmak için meslektaşlarımızı kenetlenmeye ve örgütlenmeye çağırıyoruz.
Mesleki dayanışmayı arttırdığımız, birbirine köstek değil destek olmayı hayatın her alanında bir ilke hâline getirdiğimiz takdirde bu zor günlerden kurtulmanın mümkün olacağını gayet iyi biliyoruz.
Birlikte güçlüyüz.
Birlikte daha da güçlü olacağız.