Bizler hocalarımızdan medyası özgür olmayan bir toplumun asla özgür olamayacağını öğrendik. Lakin daha mezun olmadan, ülkemizde basının ne derece özgür(!) olduğunu görebildik.
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün dünya basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye 180 ülke içinde 154’üncü sırada. Hükümetin 12 yıllık icraatı ortada: Memleket gazetecilik faaliyeti nedeniyle yargılanan, tehdit edilen, işten atılan gazetecilerle dolu.
STAJYER KÖLENİN FRANSIZCASI MI?
Öğrencilerin durumu da pek parlak değil. Yakın gelecekte medya çalışanı olacak olan bizler, mesleki eğitimimiz için elbette derslere girip çıkmakla yetinmiyoruz. Zamanımızın önemli bir kısmını gazetelerde, televizyon kanallarında, internet sitelerinde geçiriyoruz. Stajyer adı altında ücretsiz olarak çalıştırılan iletişim fakültesi öğrencilerinin yaşadığı şey sömürü değil mi? Uzun süre bedavaya içerik ürettikten sonra kadroya geçip açlık sınırında maaş almak yarışı kazanmak mı?
PEKİ NE YAPACAĞIZ?
Fark etmişsinizdir, yenilenen Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) medya düzenini değiştirmek için üye sayısını arttırıyor, gazetelerde birer birer toplusözleşme imzalıyor. Ancak mezun olmadan da yapabileceğimiz şeyler var. Biz, geleceğin medya çalışanları, bir öğrenci komisyonu oluşturarak kendi birlikteliğimizi büyütebiliriz.
SİHİRLİ SÖZCÜK: DAYANIŞMA
Öğrencilerinin medya kuruluşlarında ücretsiz çalıştırılmasına, siyasi iktidarın medyayı baskı altına almasına, gazetecilerin halka eksik veya yanlı bilgiler vermeye zorlanmasına, fikir özgürlüğünün hiçe sayılmasına, mesleğin itibarıyla oynanmasına, öğretimin kalitesizliğine, üniversitelerdeki baskıcı uygulamalara ve bizi rahatsız eden her şeye karşı bir araya gelip mücadele edebiliriz. Dayanışmanın gücüyle bu cendereden çıkabiliriz.
‘Bir düşünün’ diyoruz. Muhtaç olduğunuz kuvvet yanınızdaki arkadaşınızda ve sendikanızda.