Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulması beklenen ve LGBTİ+ları doğrudan hedef alan ayrımcı düzenlemeler içeren 11. Yargı Paketi taslağı 15 Ekim’de gazetecilere ulaştı. Bu Yargı Paketi taslağında LGBTİ+ların neredeyse yaşam hakkı ellerinden alınıyor.
TGS Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu olarak da bizlerin ilk görevi, temel insan haklarını savunmaktır. Bu taslağa göre, Türk Ceza Kanunu’nda değişikliğe giderek doğuştan gelen cinsiyete veya ‘genel ahlak’a aykırı tutum ve davranışlara üç yıla kadar hapis cezası getiriyor.
Bu davranışta bulunanlar ile bu davranışı öven, özendiren veya teşvik edenlere de hapis cezası öngörülüyor.
Taslaktaki düzenlemelere göre ayrıca; aynı cinsiyetten kişilerin nikâh ve evlilik törenleri hapis tehdidi altına alınacak. Dijital platformlarda LGBTİ+ karakterlere yer veren içerikler ise RTÜK tarafından cezalandırılabilecek veya yayından kaldırılabilecek.
Öte yandan, düzenlemelere göre LGBTİ+ haber platformları ve LGBTİ+ haberleri yapan mecralar da doğrudan “özendirme” ve “övme” gerekçeleriyle cezalandırılma tehdidi altına giriyor.
Onur Yürüyüşü başta olmak üzere LGBTİ+ hak savunuculuğu faaliyetleri, akademik araştırmalar, raporlamalar ve haberler, yasadaki muğlak ifadeler nedeniyle soruşturma ve ceza riskine maruz kalacak.
- Bu, gazetecilik faaliyetlerine doğrudan bir tehdit anlamına geliyor.
- Söz konusu tasarı en çok LGBTİ+’ları, ardından da toplumun tamamının temel hak ve özgürlüklerini hedef alıyor.
- Basın özgürlüğü ile ifade özgürlüğü birbirinden ayrılamaz; birinin kısıtlanması, diğerini de doğrudan tehdit eder.
- Yargı Paketi, bu haliyle toplumsal yaşamın her alanını denetim altına alma ve toplumu susturma girişimi niteliği taşıyor. Yasa hayata geçirilirse hem gazetecilik hem akademi hem de sivil alan ciddi biçimde baskı altına alınacak ve kamuoyunun bilgi alma hakkı kısıtlanacak.
Kaygılıyız, başta yaşam hakkını savunuyoruz. Hiç kimse özendiği için cinsel yönelimini değiştirmez. 2025 Aile Yılı diyerek başlayan hak ve özgürlükleri kısıtlamaya yönelik girişimler önce camilerde verilen kadınların giydiklerine yönelik fetvalarla başladı şimdi de yaşama hakkımız / varlığımız yasalarla tehdit ediliyor. Yıllardır soruyoruz, bir kez daha tekrarlıyoruz; Genel ahlak kimin ahlakı?
Mesleğimiz gazetecilik açısından da LGBTİ+ların yaşadığı sorunları haberleştirmek cezalandırma gerekçesi olamaz. LGBTİ+ olmak da bir cezalandırma gerekçesi değildir. Varlığımızı kabul etmeyen, yasalarla yasaklamaya çalışanlara sesleniyoruz. İzninizle var olmadık, yasaklarınızla da yok olmayacağız.
TGS KADIN VE LGBTİ+ KOMİSYONU







