10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne yine birçok sorunla giriyoruz. Medya sektöründe işsizliğin yüzde 35’i geçtiği, adil bir ücret ve insanca çalışma koşullarından mahrum bırakıldığımız, haberlerimiz nedeniyle sansüre uğradığımız ya da otosansüre zorlandığımız, resmî basın kartına erişime engellerin devam ettiği, 34 meslektaşımızın cezaevlerinde tutulduğu, RTÜK ve BİK aracılığıyla eleştirel medya kuruluşlarının cezalandırıldığı, sendikasız-güvencesiz çalışmanın yüzde 90 civarında olduğu sektörümüzde 10 Ocak bir mücadele günü sayılmalıdır.
Neyi kutlayalım?
Basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, gazetecilerin hemen her gün adliye koridorlarında haberlerini savunmak zorunda bırakıldığı bir ortamda kutlanacak bir şey görmüyoruz.
Sadece 2021 yılında;
- En az 130 davada 250 gazeteci haberleri nedeniyle yargılandı. En az 50 gazeteci gazetecilik faaliyeti nedeniyle gözaltına alındı.
- RTÜK 23’ü Halk TV’ye, 21’i TELE 1’e, 15’i Fox TV’ye, 8’i KRT’ye ve 4’ü Habertürk’e olmak üzere 71 kararla televizyonlara 21 milyon 500 bin lira idari para cezası verdi.
- Basın İlân Kurumu; Cumhuriyet, Evrensel, BirGün ve Sözcü başta olmak üzere gazetelere 115 gün ilân kesme cezası uyguladı.
Çözüm belli
Ancak bütün bu karanlık tabloya rağmen gazeteciler örgütlenerek çıkış yolunu herkese gösterdi. Sektörde sendikalaşma oranı yüzde 8,4’e çıktı. Sadece son bir yılda Ege İz Gazete, AFP Türkiye, Cumhuriyet gazetesi, Dokuz 8 Haber, BBC Türkiye ve AP Türkiye sendikalı işyerlerimiz arasına katıldı. FOX TV ve Halk TV işverenlerinin sendikal yetkimize yaptığı itirazlar yargıdan dönünce medyada sendikalı işyeri sayısı daha da yükselecek.
İş güvencesinin sağlandığı, adil bir ücret ve çalışma düzeninin olduğu, özgürce haber yapabildiğimiz ve haberlerimiz nedeniyle yargılanmadığımız günleri birlikte inşâ edeceğimize eminiz. Yeter ki bir araya gelelim, birbirimize güvenelim.
Olmamız gereken yerde, Sendikamızda buluşalım!
Türkiye Gazeteciler Sendikası
Veriler:
- “Basın, Yayın ve Gazetecilik” iş kolundaki güncel kayıtlı çalışan sayısı geçmiş yıllara göre eridi. Örneğin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2013 Ocak istatistiklerine göre iş kolunda kayıtlı çalışan sayısı 104.141 iken, Temmuz 2021 istatistiklerine göre bu sayı 93.795. Diğer bir deyişle güncel kayıtlı çalışan sayısı 2013 Ocak verilerine kıyasla %9,94 azaldı.
- Aralık 2020’deki SGK verilerine göre iş kolundaki toplam kayıtlı çalışanların sadece 23.306’sı gazetecilerden oluşuyor. Bu toplam içinde 5.308 kişi ile “Muhabir” en fazla istihdamın gerçekleştiği meslek unvanı iken onu, 2.984 kişi ile “Gazete Muhabiri”; 2.571 kişi ile “Editör-Gazete, Dergi vb.”; 1.362 ile “İnternet Editörü” takip ediyor. En az istihdam ise 2 kişi ile “Spor Yazarı”, 3 kişi ile “Okur Temsilcisi” ve 5 kişi ile “Takdimci” unvanlarında gerçekleşti.
- İletişim Başkanlığı’nın Aralık 2020 verilerine göre, göreve bağlı basın kartı sahibi basın mensubu sayısı 9.204 ve sürekli basın kartı sahibi basın mensubu sayısı ise 5.900. Göreve bağlı basın kartı sahipleri ile sürekli basın kartı sahiplerinin toplamı (15.104), SGK’nın paylaştığı sayının (23.306) altında. Diğer bir deyişle kart sahibi gazetecilerin tamamının aktif olarak çalıştığı düşünülürse, kayıtlı gazetecilerin sadece %64,8’inin basın kartına sahip olduğu görülüyor. Aradaki fark, dikkate değer sayıda gazetecinin basın kartı sahibi olmadığı/olamadığını gösteriyor. Bu nedenle resmî basın kartı sahipliğinin gazetecilik faaliyeti açısından bir koşul/ruhsat olarak öne sürülmesi, sektör gerçekliğinden uzak.
- Resmî basın kartına erişimdeki engeller arasında, gazetecilerin iş sözleşmesinin Basın İş Kanunu’na uygun tanzim edilmemesi de yer alıyor. Bu da özellikle internet medyasında çalışan gazetecilerin basın kartına erişimini kısıtlamaya devam ediyor. Aynı kurumda 5953 sayılı Basın İş Kanunu kapsamında çalışanlar karta erişebilirken, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalışan gazeteciler bu haktan mahrum kalıyor. Bu durum bir yönüyle ayrımcılığa diğer yönüyle ise yasaların güncellikten uzak olduğuna işaret ediyor.
Gazeteci işsizliği en az %35
- İşsizlik, gazetecilerin kalemleri üzerinde gölge oluşturmaya devam ediyor. Gazetecilik bölümü mezunları içinde işsizlik oranı TÜİK işgücü istatistiklerine göre 2018’de %23,8; 2019’da %21,8 idi. 22 Mart 2021 tarihinde açıklanan TÜİK istatistiklerine göre ise bu oran 2020 yılında %27,7’ye yükseldi. Gazetecilik mezunları, sosyal hizmet bölümü mezunlarından sonra en yüksek işsizliğe maruz kalan kesim oldu. Gazeteciler arasında hayli yaygın olan güvencesiz ve sigortasız çalışanlar da dâhil edildiğinde gerçek işsizlik oranının %35-40 bandında olduğunu tahmin ediyoruz.
Patronların sendika alerjisi
- Sendikalaşma oranının %8,4 kaydedildiği iş kolumuz, en düşük sendikalaşma oranına sahip iş kollarından biri olmayı hâlâ sürdürüyor. Oranın bu kadar düşük olmasında, işverenlerin sendika karşıtı engelleme ve itirazları da büyük rol oynuyor. Hürriyet gazetesinde sendikal çalışma nedeniyle Ekim 2019’da yaşanan işten atmalar, bunun en somut ve yakın örneği. Her ne kadar iki yıldan fazla süren yargılama sonunda üyelerimizin sendikal nedenle işten çıkarıldıkları kesinleşse de bu durum, gazetedeki sendikalaşma çalışmasına ciddi bir darbe vurdu. Ayrıca 2020’de FOX TV’de, Mayıs 2021’de ise Halk TV’de çalışan meslektaşlarımızın tercihiyle çoğunluğu sağlamamıza rağmen, işverenlerin itirazı ile yetki süreçleri yargıya taşındı.
Her şeye rağmen örgütlenme güçleniyor
- Tüm engelleme girişimlerine rağmen gazeteciler kolektif hak arayışlarından vazgeçmedi. Gazeteciler Sendikası, medya sektöründe TİS kapsamındaki 11 işletmenin 10’unda yetkili olma başarısı gösterdi. TGS -sadece 2021 yılında- Ege İz Gazete, AFP Türkiye bürosu, Cumhuriyet gazetesi, Dokuz 8 Haber, BBC Türkiye bürosu ve AP Türkiye bürosunda yetki almayı başardı.
- Haberleri nedeniyle sansüre uğrama, otosansüre zorlanma ve davalarla gözdağı verme uygulamaları sürdü. Gazeteciler yazdıkları ya da söyledikleri nedeniyle cezaevinde tutulmaya devam etti. Geride bıraktığımız bir yılda en az 130 davada 250 gazeteci yargılandı ve en az 50 gazeteci gazetecilik faaliyeti nedeniyle gözaltına alındı.