Sayın Başbakan,
Eylül 2008’de AKP Ankara İl Teşkilatı’nın düzenlediği yemekte verdiğiniz demeçte, vatandaşları medyayı boykot etmeye davet ederek “Bu ülkede medya güvenilirliğini yitirmiş, kendini bitirmiştir. Yalan yanlış haber yapan medyaya karşı kampanyanızı yapın. Bu gazeteleri evinize sokmayın” demiştiniz. Yalan yanlış haber yapan gazeteleri tarihe havale ettiğinizi, bu gazetelerden tarihin hesap soracağını ifade etmiştiniz.
14 Mart 2009 günü Yalova’da düzenlenen AKP mitinginde de boykot çağrınızı sürdürdünüz. “Yalan yanlış haber yapan gazeteleri almayın. Dürüst olanları okuyun. Toplumun ahlâk değerlerine saygı göstermeyenleri okumayın. Evinize sokmayın” dediniz.
Biz Sabah-ATV çalışanları, 13 Şubat 2009 günü greve çıktık. Bu haber, Sabah gazetesinde ve ATV televizyonunda yer almadı. 5 gün sonra bu yayın organlarının sahibi olan Turkuvaz Medya işimize son verdiğini açıkladı. Turkuvaz Medya’nın bu davranışı, hukuk kurallarına aykırıydı. Grevdeki işçi, işten atılamazdı. Ancak Sabah ve ATV, diğer ana akım medya kanalları gibi bu haberi de atladı.
Biz 10 gazeteci, tam 37 gündür, Sabah-ATV binasının önünde grev gözcüsü önlüklerimizle bekliyoruz. Sabah-ATV binasının önü, her gün greve destek eylemlerine sahne oluyor. Sabah ve ATV, kapısının önünde hiçbir şey olmuyormuş gibi davranıyor.
Sayın Başbakan,
Size birkaç soru sormak istiyoruz: İşçilerinin toplu sözleşme talebini reddedip sendikadan istifa etmeleri konusunda baskı yapan, istifa etmezlerse işten çıkarmakla tehdit eden ve greve çıkan işçilerinin iş akitlerini tazminatsız fesheden Turkuvaz Medya, ahlâklı bir tavır mı sergilemiştir? Sabah gazetesi ve ATV televizyonu, gelişmelerden okurlarını ve izleyicilerini haberdar etmeyerek ahlâklı mı davranmıştır? Halk, Sabah gazetesi okusun mu, bu gazeteyi evine soksun mu? ATV televizyonunu izlesin mi? Yoksa okumayarak izlemeyerek, bu yayın organlarına ders mi versin?21 Mart 2009,
SABAH-ATV grevi 5. hafta basın bildirisi
İstanbul, Beyoğlu