TGC, TGS, TYS, DİSK Basın İş, PEN Yazarlar Derneği ve TÜRKYAYBİR temsilcileri TBMM’ye gelmesi beklenen “dezenformasyon yasası”nın geri çekilmesini istedi.
TBMM’ye 4 Ekim 2022 Salı günü gelmesi beklenen Sansür Yasası olarak değerlendirilen kanun teklifi ile ilgili olarak meslek örgütleri basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda yasa tasarısının basın meslek örgütlerinin görüşleri alınmadan hazırlandığına, seçim öncesi korku iklimini canlı tutmak, sansürü, oto sansürü ağırlaştırmak için tek sesli bir toplum yaratılmak istendiğine dikkat çekildi.
Toplantıya Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Sekreteri İlkay Akkaya, Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, DİSK/Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren, PEN Yazarlar Derneği yönetimi adına Hasan Erkul ve Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk katıldı.
Güneş: İktidar sansürü yaşam biçimi hâline getiriyor
Toplantıda konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, iktidarın göreve geldiğinden bu yana sansürü yaşam biçimi haline getirmeye çalıştığını, bunun için de ilk hedef olarak gazetecileri, yazarları ve yayıncıları hedef seçtiğine dikkat çekti. Güneş, “İktidarın istediği gibi haber yapmayan gazeteciler sözlü ve fiziksel saldırılarla baskı altında tutulmaya çalışılmakta, saldırganlar cezasızlıkla ödüllendirilmektedir. Sansür, oto sansür olağan hale gelmiştir. 38 gazeteci şu anda cezaevindedir. İktidar döneminde tutuklu gazeteci sayısı bine yaklaşmıştır. Tüm bunlar iktidar için yeterli olmamıştır. Kanun teklifi seçim öncesi yurttaş için, ülkenin geleceği için, demokrasinin yeniden yeşermesi için yaşamsal önem taşımaktadır. Sosyal medyayı kontrol altına almayı hedefleyen sansür yasası geçerse, gazetecilik faaliyeti tamamen yasaklanacaktır. Gazetecileri haber kaynaklarını açıklamaya zorlayacaktır. MİT ile ilgili hiçbir haber yapılamayacaktır. BİK aracılığıyla iktidarın istediği gibi haber yapmayan internet siteleri kapatılacaktır. Gazetecilerin basın kartı iptal edilecektir. Sosyal medya için Basın İlan Kurumu yeni bir denetim organı haline getirilmiş olacaktır. İnternet sitelerine verilen ilanlar da gazetelere verilecek ilanlardan kesileceği için 1000’e yakın gazetenin kapanacağı ileri sürülmektedir. Dezenformasyonu gazeteciler değil siyasetçiler yapmaktadır. Bu nedenle internete erişimin ve anonimliğin bir hak olduğunu, gazeteciliğin terör faaliyeti, haberin suç olmadığı unutulmadan bu yasa geri çekilmelidir “dedi.
Akkaya: Oldu bitti yaklaşımını kabul etmiyoruz
Türkiye Gazeteciler Sendikası adına konuşan TGS Genel Sekreteri İlkay Akkaya;
“Teklif 2022 boyunca yaptığımız tüm itirazlara rağmen, yasama yılı başlar başlamaz Meclis gündemine geliyor. Basın örgütlerinin, basın mensuplarının itirazları dinlenmeden yapılan çalışmaların sonuçları ortadadır. Üstelik sadece basın mensuplarını değil toplumun tüm kesimlerini etkileyecek bir yasa için oldu-bitti yaklaşımının telafisi zor sonuçları olacaktır. Özellikle hapis cezası getiren 29. Madde öznel yorumlara, keyfiliğe açık bir durum oluşturmaktadır. Bu en çok da halka ve demokrasiye zarardır. Dezenformasyon elbette bütün dünyanın problemidir. Ancak böylesine muğlak ve amacının ne olduğu belli olmayan hazırlıklar daha fazla dezenformasyona neden olacaktır. Halkı yanıltıcı bilgiyi yaymak gibi yeni suç tanımları oluşturmak soru işaretlerine neden olmaktadır. Öte yandan zaten işsizlik gibi dertlerle boğuşan medya yeni bir kan kaybı yaşayacaktır. Her ne kadar internet sitelerinin Basın İlan Kurumu gelirlerine dahil edilmesi olumlu gibi gözükse de ilan pastasında hiçbir artış yapılmadan yapılacak bu düzenlemede yerel medyanın kapanmasına ve işsizler ordusunun büyümesine neden olacaktır. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir’. Bu yasa teklifi, bu haliyle kalırsa hem medya hem basın mensupları hem de haber alma hakkına sahip olan toplum ciddi zarar görecektir.”
‘Baskı ve yasakları pekiştirecek bir yasa’
Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner “Yarın Meclis’ten geçirilmek istenen yasa, baskı ve yasakları pekiştirecek bir yasadır. Dezenformasyonu önleme bahanesiyle getirilmek istenen bu yasa düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlamış olmakla kalmıyor, toplumsal yaşam için de bireyler arasında serbestçe iletişim kurma ve konuşma özgürlüklerini de engelliyor. Yasaklamanın getireceği korku ve çekimserliklerle, haksızlıklar, yolsuzluklar, adaletsizlikler konuşulamayacağından sansür, oto sansür uygulamaları artacak, her türlü bireysel ve toplumsal muhalefet yalan haberi önleme bahanesiyle tümden susturulacak” dedi.
DİSK/Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren ise yaptığı konuşmada “İnternet ortamını düzenlemek amacıyla oluşturulduğu ileri sürülen bu yasa tasarısında internet medyasında çalışan meslektaşlarımız gazeteci bile sayılmıyor. İnternet medya sektörünün birçok sorunları var. Bunlar için elbette bir düzenleme gerekiyor ama o düzenleme tabii ki bu değil. Dezenformasyon yasası diye bize yutturdukları seçime giden süreçte tamamen susmuş bir medya hedefliyor” dedi.
‘Halk daha fazla bilsin istemiyorlar’
PEN Yazarlar Derneği yönetimi adına söz alan Hasan Erkul konuşmasında sansürle birlikte şemsiye kavramlara işaret etti:
“Sansürü genişleterek iktidardan gitme korkularını azaltmaya, belli etmemeye çalışıyorlar. Oysa ifade özgürlüğü sadece siyasete dair gerçeklerle ilgili değil, basın özgürlüğü ve insan haklarıyla, sanat ve edebiyatla doğrudan ilgili. Dünyalı ve evrensel olmakla ilgili. Niye bu kadar çok korkuyorlar ve sansüre sığınıyorlar. Çünkü o kadar çok saklanmasını istedikleri kapkara yüzleri var ki halk daha fazla bilsin istemiyorlar. Sansür, kara banttır. Sanatsal ifade serbestliği ve demokrasi bir özgürleşme pratiğidir.”
‘İfade özgürlüğünün savunucusuyuz’
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk toplantıda “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” (Yeni Sosyal Medya Yasa Teklifi) hakkında Türkiye Yayıncılar Birliği olarak düşünce ve ifade özgürlüğünün her zaman savunucusu ve takipçisi olduk” diye konuştu. Kocatürk konuşmasında şu konulara vurgu yaptı:
“Kamuoyunda Yeni Sosyal Medya Yasası olarak bilinen yasa teklifinin, temel insan haklarından düşünce ve ifade özgürlüğü ile bilgiye erişimin önünde fiili engeller oluşturacağından kaygı duyuyoruz. Düşünce, ifade ve yayımlama özgürlüğünün her zaman savunucusu olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz.”
Basın meslek örgütlerinin ortak hazırladığı bildiride şu görüşler yer aldı:
4 Ekim 2022 Salı günü TBMM’ye gelmesi beklenen Sosyal Medya Yasa Tasarısı meslek örgütlerinin görüşü alınmadan hazırlanmıştır. TBMM’deki komisyon toplantılarında meslek örgütü temsilcilerine yeterli süre verilmemiş, öneriler de dikkate alınmamıştır.
Yasa teklifinin tüm itirazlara rağmen yasama yılında TBMM gündemine yeniden getirilmesi “ben yaptım, oldu” anlayışını taşımaktadır.
Tüm toplumu etkileyecek bu yasa tasarısı, hazırlanış biçimiyle katılımcılıktan ve demokrasi kültürünü geliştirmekten uzaktır. Tek sesli bir toplum yaratmak, korku iklimini canlı tutmak, sansürü ve oto sansürü ağırlaştırmak amacını taşımaktadır. Tutuklu gazeteci sayısını artıracaktır.
Seçim öncesi gazetecilerin haber yapmasını, yurttaşın habere erişimini ve haberin serbest dolaşımını engelleyecek olan yasa, ayrıca toplumsal muhalefeti de susturmayı hedeflemektedir.
Bu nedenlerle basın meslek örgütleri olarak açık çağrı yapıyor, TBMM’yi acil göreve davet ediyor, tüm yurttaşların haberleşme özgürlüğüne, haberin serbest dolaşımına engel olacak, tutuklu gazeteci sayısını artıracak Sansür Yasası’nın geri çekilmesini istiyoruz. “