Gazetecilerin sendika hakları için yürüttüğü onurlu, kararlı direnişin 100. günü.
Yaklaşık bir yıl önce başladığımız sendika mücadelesinde üyelerimizin sendikalı, toplu iş sözleşmeli ve güvenceli çalışabilmelerini sağlamak için elimizden gelen tüm çabayı sarf ettik.
Amacımız bu sürecin uzlaşı ile bitmesi ve tarafların kazanmasıydı. Yapılan müzakere toplantılarında da genel yaklaşımımız bu oldu.
Ancak Sputnik işvereni son toplantılarda hiçbir teklif vermeyerek süreci kilitleyen, çözümsüzlük üreten taraf oldu.
Prosedür gereği yasal süreler içerisinde 24 Temmuz’da grev kararımızı ilan ettik, işverenden çözüm için bir teklif beklerken 7 Ağustos’ta sendika temsilcisi de dahil 24 üyemiz işten atıldı.
17 Ağustos’ta grevimizi başlattık ve 100. gündeyiz.
Geride bıraktığımız 100 günde neler yaşadık neler.
Dostlarımızı da gördük, grev kırıcılarını da. Aynı yolda yürüdüğümüz yürekli yol arkadaşlarımızı da gördük, yolda yoldaşlarını satanları da.
Sendikamıza yönelik karalama kampanyalarını da gördük çürüyen yalanları da.
Anayasamızı çiğneyen işverenleri de gördük buna dur diyen hakimleri de.
Bizi yakan güneşi de gördük üşüten fırtınayı, yağmuru da.
Ama bu yolda en çok da işte burada Anayasamızı, sendika haklarını ve geleceklerini korumak için direnme duygularından hiçbir şey kaybetmeyen kararlı grevcileri gördük.
100 gündür Sputnik işverenin hukuksuzluklarına, uzlaşmaz tavrına rağmen ilk günkü gibi kararlı, inançlı üyelerimizin direncini tüm dünya gördü.
Türlü türlü oyunlarla bu direnci kırmaya çalıştılar ama başaramadılar. Önce grevimizin yasal olmadığını iddia ederek kaldırılmasını talep ettiler; mahkeme grevimizin yasal, üyelerimizin de yasal grevci olduğuna karar verdi.
İçerideki grev kırıcılar aracılığıyla özellikle gazeteciler içerisinde sendikamızın yanlış bir strateji yürüttüğünün, bu duruma sendikanın neden olduğunun propagandasını yaptırdılar.
En başından beri bütün süreci üyelerimizle birlikte yürütüp, tüm kararları birlikte aldığımız ortaya çıkınca sessizce köşelerine çekildiler.
24 üyemizin ekonomik nedenle işten çıkarıldığını, grev kararıyla ilgisi olmadığını söylediler. Ekonomik sıkıntı yaşayan Sputnik ne hikmetse aynı dönemde Süzer Plaza’ya taşındı.
İstanbul 4. İş Mahkemesi ilk duruşmada sendika işyeri temsilcimiz Nejdet Eksilmez’in işe iadesine karar verdi.
Hukuksuzluk o kadar açık ki, mahkeme heyeti ilk duruşmada karar verdi. Diğer üyelerimiz için de bu kararın en kısa sürede çıkacağına hiç şüphemiz yok.
Bu 100 günlük süre içerisinde sessiz kalanlar da oldu hiç şüphesiz. Daha ilk günden beri Türkiye Cumhuriyeti Anayasası çiğneniyor dedik ama Adalet Bakanlığı bu konuda gereken ilgiyi göstermede yetersiz kaldı.
Muhalif medya kuruluşlarını susturmak için ceza üstüne ceza yağdıran RTÜK seyirci kaldı.
Türkiye’de gazetecilerin akreditasyonundan basın kartlarına kadar her şeyden sorumlu İletişim Başkanlığı kör ve sağırı oynadı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettiş göndermenin ötesine geçemedi.
Haklı olduğumuzu biliyoruz. Hakkımız olanı alana kadar da bu mücadeleyi bırakmayacağımızı Sputnik işverenine duyuruyoruz.
Medya sektöründe orman kanunlarını değiştireceğimizi, sendikalı, güvenceli bir çalışmalı ortamını tesis edene kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi hem meslektaşlarımıza hem de medya patronlarına ilan ediyoruz.
Değiştireceğiz çünkü birlikteyiz. Birlikte Güçlüyüz.